Altın Yumurtlayan Tavuk

Altın Yumurtlayan Tavuk

Köyün birinde, fakir ve saf bir köylü ve karısı yaşarlarmış. Geçimlerini besledikleri tavukların yumurtasını satarak sağlıyorlarmış. Bir gün kümesteki tavuklardan biri ölünce, köylü pazara giderek onun yerine yeni bir tavuk satın almış.



Her sabah kümese girip yumurtaları toplayan bu köylü, ertesi sabah kümese baktığında, şaşkınlıktan küçük dilini yutacak gibi olmuş. Çünkü yeni aldığı tavuğun altındaki yumurta altındanmış. Büyük bir sevinç yaşamış ve altın yumurtayı alıp evine götürmüş. İkinci gün tekrar kümese girdiğinde tavuğun altında yine altın bir yumurta görmüş. Köylü bu yumurtayı da aldığı gibi evin yolunu tutmuş. Derken, bu böyle günlerce devam etmiş. Köylünün tavuğu her gün bir altın yumurta yumurtlamış, köylü de zenginliğine zenginlik katmış.



Gün geçtikçe zenginleşen bu köylü, “daha da zengin olmalıyım” diyerek hırs yapmış. Paraları çoğaldıkça pintileşmiş, hep daha fazla parasının olmasını istemiş.
Günlerden bir gün; “Tavuk her gün bir altın yumurta veriyor, her sabah gelip bu yumurtayı mı bekleyeceğim. En iyisi tavuğu kesip, karnındaki bütün altınları çıkarayım, daha da zenginleşeyim.” demiş ve altın yumurtlayan tavuğu kesip içine bakmak istemiş. Ama zavallı tavuğun karnından bir kaç buğday tanesinden başka bir şey çıkmamış.



Aç gözlü köylü, hatasını anlamış, yaptığına çok pişman olmuş ama iş işten geçmiş. Aradan geçen zamanda köylü o altınları bozarak harcamış ve zaman gittikçe eskisi gibi yoksul bir köylü oluvermiş. Hırs ve açgözlülüğün ne kadar kötü bir şey olduğu öğrenmiş.