..
Bir zamanlar ormanların birinde yaşayan bir maymun varmış. Ağaçların dallar Bir gün uzun kabarık tüylü tilki ile karşılaşmış. Tilki onun Gün geçtikçe tilkinin davranışları oyunları maymunu daha çok sarmaya başlam Tilkinin öğrettiği gibi doğru ormana gitmiş, ırmağın ortasına doğru kollar Bir süre sonra maymun bir ağaç kütüğüne tutunarak suyun yüz
Meraklı tavşan zıpzıp, küçücük, şeker gibi bir tavşancıkt — Çekil oradan Zıpzıp der. Yumurtalarımdan birini kırarsan, seni döverim. Onlardan — Sakın sepete dokunma, diye seslendi. Fakat Zıpzıp, Sincabı dinlemedi. Yavaşça sepeti — Haydi, çocuklar… Artık eve dönme zamanı geldi. Eşyaları toplayalım arabanın – Zıpzıp meraklı olmak yüzünden, kötü durumlarla karşılaşıyor. Fakat -Ah … Ne kadar tatlı şey… Bizimle kalabilir mi? Pek çok şaşırmış olan babası: -Tabii -Korkma minik tavşan. Sana kötülük yapmayacağız dedi. Zıpzıp -Beni bağışla anneciğim, dedi. Bir daha her şeyle ilgilenmeyeceğim. Kardeşlerimden ayr
Kurtla tilki kapı komşusudur. İstemeseler de her gün yüz yüze gelmek
Günün birinde kurt, birtakım eşyasının çalındığını fark
Tartışmalar, ağız kavgaları, karşılıklı suçlamalar derken yargıcın kar
Ne kurt avukat tutar, ne de tilki. Çünkü her ikisinin de çenesi oldukça g
Maymun her iki tarafı da dinler; sonunda da aklı karmakarışık olur. Çünkü dava çok
Maymunun başı gerçekten de derttedir. Şimdi hangisine hak versin? Hani derler ya, aşa
- Tamam, daha fazla uzatmayın. İkinizi de iyi tanırım. İkinize de cezayı basay
Kötüler öyle ya da böyle mutlaka cezalarını çekmelidirler
Uzak bir diyarda, bir deve çiftliğinde şirin bir deve ile ailesi yaşarmış. Bu
Günlerden bir gün, kervan hazırlanmış uzun bir seyahate çıkacaklarmış. Bütün
Bir vakit sonra sıcaklar iyice bastırmış, yükler gittikçe Anne devenin s
Tekrar yolculuğa başlamışlar ama Minik devenin yürüyecek hali kalmamış.
– “Ah canım yavrum” demiş, ne yapabilirim ki? “Yular benim
Pamuk gözlerini açtığında kendisini parkta bulmuş. Yanında da ne annesi ne Pamuk bütün olanları imrenerek izliyormuş. Pamuk tüm bu eğlenen çocukları izlerken Çocuk, Pamuğu alıp evine götürmüş, onu güzelce temizleyip karnın Bu şekilde günler günler, aylar ayları kovalamış, aradan yıllar geçmiş. Birlikte
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir anne papa Papağanların yuvaları çok büyük bir ağaçtaymış. Biraz yüksekte Yavrular artık uçuş eğitimi için yeterince büyümüşler. Anne Yeşil papağan her zaman ki gibi sabırsız davranıp daha uzak Yeşil papağana güven gelmiş ve daha uzağa gitmeye başlamış. Bir
Kurbağalar bir gün yarışma düzenlemiş. Hedef; çok yüksek bir kulenin
Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmış ve yar
”Zavallılar! hiçbir zaman başaramayacaklar!”
Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin
”Zavallılar! hiçbir zaman başaramayacaklar!”
Sonunda bir tanesi hariç, hepsinin ümitleri k
Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin
”Bu işi nasıl başardın?” diye.
O anda farkına varm
Siz de, hayallerinizi gerçekleştiremeyeceğinizi söyleyen söz ve kişilere kar
Ormanların birinde şakacı fil yaşarmış. Şaka yapmayı çok seven bu fil, hortumuna çekti
Bir gün ormandaki hayvanlar, bu şakacı file bir ders verelim demişler. Fil uyurken
Bulutlara yaklaşırken de birden bire hapşırmış. İşte tam o sırada hortumundaki t
Ormandaki hayvanlar olanları izliyormuş. Fil yere inince hepsi birden demişler ki:
— İşte senin
Fil çok korkmuş. Onlara yaptıklarını hatırlamış. Meğer kendisi gülerken, arkada
Günlerden bir gün, çok uzak diyarlarda, yemyeşil bir yerde bir serçe
Yavrularına yemek toplamaktan gelen Anne serçe, geri döndüğünde yavrularını bulamad
Anne serçe, yuvalarına doğru giderken yavrularına nasihatlerde bulunmayı da ihmal etmemi
“Sevgili yavrularım, sizleri kaybettiğimden beri gözüme uyku girmedi, sizleri çok merak
Sonra yavrularına teker teker söz hakkı vermiş;
“Yavrularım, ne yaptın
“Küçük serçe, ben meyve bahçesinden hiç ayrılmadım, bir vişne
“Ah, yavrum! Bu hayat çok tehlikelidir. Başkasına ait şeylerle yaşamaya alışan
Sıra ikinci yavruya gelmiş, başlamış anlatmaya:
“Ben bir sarayın bahçesinde
“Ah, yavrum, demiş anne serçe. Zenginlerin yanında yaşamak iyidir ama maddi zenginlikle
Sonra da üçüncü yavrusu anlatmış:
“Ben yol boylarında yaşadım. Yollarda hep
“Ah, yavrum,” demiş Anne serçe, “yol boyları tehlikeli olur. Sen yem toplarken yaramaz çocuklar
Sıra dördüncü yavruya gelmiş:
“Anne, ben ormanda kaldım. Ağa
“Aferin yavrum!” demiş Serçe anne, “En akıllı yavrum senmişsin. Özgür olan
Sıcacık bir yaz gününde sinekler bakkalın etrafında uçu Bunu gören sinekler de açgözlü bir şekilde balın yanına gitmek Daha yaşlı ve bilge olanlarından biri ise, “Aman çocuklar, her gün yedi Bir kısmı yaşlı olanı dinleyip bala gitmekten vazgeçmiş. Ama yaşlı olan “Meğer biz ne kadar ahmakmışız. O kadar açgözlü davrandık ve
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde O gece serçenin yuvasında kalan guguk kuşu sabah olduğunda serçeye -” Bu hep böyle olmaz, bu gece kal ama artık kendine bir yuva yapmal -” Ben çalışıp yuvamı yaptım, guguk kuşu tembellik yapıp başkaların Bir akşam guguk kuşu yine serçeye gelmiş ve: -” Serçe kardeş, tam
Bir zamanlar, yemyeşil bir ormanda hayvanlar mutlu mutlu yaşarlarmış. Bir yaz mevsiminde, ormanda Bütün hayvanlar, hatta kuşlar bile gece gündüz çalışıyorlarmış. Ancak Kral aslan, tavşanın kuyuya yaklaşmasını önlemek için, kuyunun başında Fil öyle bir zıplamış ki, kuyunun etrafındaki taş ve toprak yığınına Tavşan ise şöyle cevap vermiş, ” Sen beni şimdi gör! Bak nasıl çal Tavşan sadece su içebildiğine değil, diğer hayvanlarla yeniden dost oldu
Yemyeşil ormanların birinde bir kartal ile tilki arkadaş olmuşlar, giderek sık
Günlerden bir gün, tilki;
– “Gel komşu olalım, bu sayede dostlu
Alınacak Ders: Hainler asla rahata kavuşmazlar. Güçlü olduklarını sanıp dostlar
Günlerden bir gün, ormanda bir tilkiyle tavşan karşı karşıya gelmişler
Tilki:
— Tavşan kardeş, ben yalnız bir tilkiyim. Kimim kimsem yok. Bu koca
Tavşan, tilkinin bu teklifini kabul etmiş. Ormanda birlikte gezip dolaşmaya, yiyip içmeye
Gel zaman git zaman, tilki tavşanı hor görmeye, kötü söz s
Günlerden bir gün, bunların karnı acıkmış. Ne yesek, ne yesek? diye
— Tilki kardeş demiş, gel dereye gidip balık tutalım. Bugün de karnım
Irmak kıyısına vardıklarında, tilki sormuş:
— İyi ama balık
— Sen hiç tasalanma tilki kardeş demiş tavşan. Oltaya ihtiyacımız yok. Senin kuyru
— Var.
— Tamam işte. Şimdi sen kuyruğunu dereye sokacaksın. Balıklar da
— Tamam.
Tilki, kuyruğunu suya salarak beklemeye başlamış. Bekle Allah bekle, bekle Allah
— Ya tavşan kardeş, saatlerdir kuyruğum suda beklemekten usandım. Ne zaman gelecek bu
— Biraz bekle, biraz daha bekle.
Tilki kuyruğu suda bekleyedursun, dere de soğuktan
— Aman tavşan kardeş, ne olursun beni kurtar diye yalvarmaya başlamış. Tavşan iki
— Şimdi bana yalvarmanın faydası yok. Sen beni azarlayıp, sürekli aşağılarken
Yıllar önce bir orman vardı. Orman, ulu meşelerin sarkıttığı yaprak dolu yapraklar
Bir zamanlar sadece canlı olarak bitkilerin bulunduğu orman, bir grup hayvanın ke
Yine bir gün, doktor ceylanlardan Işık bir meşe ağacın
"Vay be, şu ormana bak!" diyerek ellerini ovuşturdu. Hemen hesap yaptı:
Işık çok korkmuştu, hızla ormanın kalbine, en yaşlı a
"Alarm!" diye bağırdı.
Papağan siren gibi bir ses çıkarmaya ba
"Dinleyin. Ormanda bir tehlike var. 'İnsan' dediğimiz canlı buraya da gelmiş. Meşe
Kurt hemen atıldı: "O zaman meşe ağaçlarını canlandıral
Kurdu herkes alkışladı. Ve hemen iş başına geçtiler. İnsan, baltasın
"Olamaz! İnsan, bizim akrabalarımızdan yaptığı bir aletle bizi kesecek!"
"Nas
"Ama bu çok kötü bir şey! Ben ya kuzenim tarafından kesileceksem? Bu
Birden ağaçlardan aşağı sular aktı. Bunları maymunlar yapıyordu. Nehirden ald
"Ben ne yaptım? Bir sürü cana gereksiz yere kıydım!"
Hemen baltasını yere attı ve ormandan uzaklaştı. Hayvanlar ortaya çıktı ve sevin
Zamanın birinde bir sürü hayvana ev sahipliği yapan bir çayır varm Bu küçük kunduzun adı Kuyruk’muş. Kuyruk evini çok sever, sık sık Bir gün Kuyruk, Dişlek’e bir şaka yapmaya karar vermiş. Planlarına g Planını gerçekleştirmek için Dişlek’in yanına gitmiş, o bir Dişlek ilk önce Kuyruk’a kızsa da kunduzun yerde yuvarlandığını gör Aradan günler geçmiş, olaylar unutulmuş herkes keyifle çayırda yaşamaya devam etmi Kuyruk gözlerini açtığında kendini bir sıçan deliğinde bulmuş, her yer Dişlek ise arkadaşı için çok endişeli bir şekilde yola çıkmış ve onu Bu sırada Kuyruk etraftan garip sesler duymaya başlamış. Ardından karanlıkta k Kuyruk bu sefer “Dişleeeek lütfen sesimi duuuy.” diye seslenmeye başlamış ve ba Planını uygulamaya başlamış çok çok çook fazla fındık toplamış. Çok yorulmu Karanlıkta uzun süre yol aldıktan sonra, Kuyruk’un ağlayan sesini duymu Kuyruk, Dişlek’in sesini duyduğuna çok sevinmiş. “Buradayım, buradayım.” diye cevap Dişlek, Kuyruk’u en sonunda bulmuş ve kapatıldığı kapıyı son güc Bir süre sonra kapıyı kırmayı başarmışlar ve hızlıca Kuyruk ve Dişlek ise bir birlerine bir daha asla şaka yapmayacaklarına söz
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, denizlerin en orta Anne Balık: ‘Yavrucum, şu sıralar balıkçıların av zamanı. Aman dikkatli Küçük istavrit balığı annesinin bu sözlerine başını sallayarak tamam demiş ama i Günlerden bir gün, bizim yaramaz küçük İstavrit denizin dibinde dolanırken ileride Önce dudağında müthiş bir acı duymuş küçük yaramaz. Sonra annesinin nasihati gelmi Balıkçı Hasan Amca da oltasına takılan balığı kaçırmamak için var Küçük yaramaz istavrit ise yukarı doğru çekildiği sırada güneşin Son anda aklına gelmiş bizim küçük yaramazın oltadan kurtulma çabası. Başlam Küçük istavrit anlamış ki artık yolun sonu. O an çok üzülmüş, ke O sırada bir mucize olmuş adeta. Hayattan ümidini kesen küçük istavrit minik bir Yaramaz küçük istavrit anne-babasını bulup hemen olanları anlatmış. Anne-babası ona çok O günden sonra küçük yaramaz istavrit balığı bir daha ne bir balık
İlkbahar gelmiş. Her yer rengârenk çiçeklerle bezenmiş. Arılar, kelebekler uçuşmaya
Kırmızı Kelebek:
– "Yağmur yağacak".
Sarı Kelebek:
Mor Kelebek:
– "Yoksa ıslanır
Önce gülün yanına gittiler.
Kırmızı Kelebek:
– "G
Gül:
– "Ayy ben ki çiçeklerin en güzeliyim sizi yanıma
Kırmızı Kelebek:
– "Lütfen gül, ıslanırsak ölürüz
Gül:
– "Eh peki madem ama sadece sen gel. Çünkü sende benim gibi
Kırmızı Kelebek:
– "Olmaz yapamam ben arkadaşlarımı bırakamam."
Gül:
– "O zaman sen bilirsin. Hadi gidin yanımdan aa güzelli
Sonra laleye doğru uçtular, gök gürlemeye devam ediyordu.
Sar
– "Lale güzel lale. Yağmur başlayacak. Biz de ıslanacağız bizi yaprakların
Lale:
– "Hıhhh ben çiçeklerin en zarifiyim. Sizi yanıma alırsam
Sarı Kelebek:
– "Lütfen güzel lale. Islanırsak ölürüz."
Lale:
– "Eh iyi o zaman ama sadece sen gel.
Diğer kelebekler
Sarı Kelebek:
– "Olmaz yapamam ben arkadaşlarımı bırakamam."
Lale
– "İyi tamam, tamam. Sen bilirsin gidin o zaman yanımdan."
Üç Kelebek üzgün şekilde
Mor Kelebek:
– "Mor menekşe, güzel menekşe yağmur başlayacak
Mor Menekşe:
– "Hah hah haha - güler- ayol ben çiçeklerin krali
Mor Kelebek:
– "Lütfen ıslanırsak ölürüz."
Mor Menek
– "Ee madem çok ısrar ettiniz. Ama bak söyleyeyim ben sadece seni saklarım. Rengin
Mor Kelebek:
– "Olmaz ben arkadaşlarımı yalnız bırakamam."
– "Eee! çekil git o zaman vaktimi harcadım sana, offf!.."
Gökkuşağı:
– "Pişşşt kelebekler buraya bakın, yukarıya."
– "Sende kimsin?"
Gökkuşağı:
"Benim, Gökku
Üç Kelebek:
– "Oley!.. Yaşa Gökkuşağı" diye bağırır.
Bir
Üç Kelebek:
– "Aaa! rengârenk olmuşuz ama bu nasıl oldu?.."
– "Ben sizi izledim. Siz isteseydiniz arkadaşlarınız bırak
Üç kelebek bahar mevsimi boyunca renkli kanatlarıyla ormanı renklendirmeye, kırlarda, bayırlarda u
Bir kaplumbağa, serseri mi serseri; yerinde duramaz. Fıldır fıldır g
Gezmeye başlayacak kaplumbağacık; ama, nereden? Kendisi küçük, dünya büy
- Kanatlarım olsaydı eğer, göklerde gezerdim; bulutlardan yeryüzüne bakardım.
- Bize g
Kaplumbağanın yüreği ağzına varır, güm güm
Ördekler ince, uzun ama sağlam bir değnek alırlar ağızlarına, kaplumba
Kaplumbağa, değneği dişler. Ördekler, kanatlarıyla havayı yararak havalanırlar. Bulutlara
- Ohh, uçmak ne güzel! diye bağırır.
Ağzını b
Alınacak Ders: Öğrenme merakı her zaman iyidir, hoştur, gereklidir. Ama, merak ve
Bir zamanlar anne köpek ve yavrusu beraber yaşıyorlardı. Ne zaman yavru köpek Bir gün, anne köpek yiyecek bulabilmek için dışarı çıktığında, yavru Kuyuya atlayan yavru köpek kendisinden başka kimse olmadığını geçte olsa anlad Yavru köpek sevinçle annesine sarılıp bir daha onun sözünden Alınacak Ders: Anne babalarımızın sözlerini dinlemeliyiz
Günlerden bir gün, uzak ülkelerinde, yemyeşil bir ormanda bir zürafa ile Zürafa o kadar iyilik severmiş ki, ormanda hangi hayvanın ayağı taşa de Zebra bu daveti kabul edip eve girmişler. Zürafa, misafirine evinde ikramlar vermiş, onunla Bir zaman sonra zebra, zürafayı evine davet etmiş. Davete icabet etmek gerekir diyerek z Zebra, misafirine ikramda bulunurken, zürafa da yardım etmek istemiş. Zürafa ne kadar – “Kendi işimi kendim görürürüm” diyerek, zürafanın nazik teklifini Aradan bir zaman geçmiş, bir gün orman sakinleri toplanıp bir eğlence Zürafanın gözleri arkadaşı zebrayı aramış ama görememiş. Ne olduğunu merak Zürafanın boyu uzun olduğu için evin içini gösteren havaland Orman hastanesinin hekimi zebrayı muayene etmiş. Neyse ki, çok önemli bir şeyi yokmuş. Gece üst
Salyangozları bilir misiniz çocuklar? Onlar da tıpkı kaplumbağalar gibi evlerini sırtlarında
Kelebek ve uğur böceği bir gün süm
Sümüklü böcek buna çok sevinmiş. “Ne duruyoruz. Hemen gidelim
Dönüş yolunda üç arkadaş şiddetli bir yağmura yakalanmış. Kelebek ve u
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken
Bir göl kıyısında yaşayan bir kurbağacık varmış.
Bir bahar günü, üzüntülü bir şekilde gölün
– “Hiç güzel değilim. ” demiş. Birden kendisine sazlığın oradan birinin seslendi
-“Yukarı gelsene minik kurbağa” demiş. Kurbağacık tırmanmaya başlam
-“Kırıldın mı ” demiş saza.
-“Kırılmadım sana
-” Ne kadar iyi anlaşan iki arkadaş ” diye düşünmüşler. Büt
-” Bugün çok oynadın yoruldun gel biraz üzerimde dinlen” demiş. Kurbağac
Günlerden bir gün, bir çiftlikte sahibiyle beraber yaşayan bir eşek varm
Sahibinin Karakaçan diye çağırdığı bu eşek. Tembel olduğu kadar da hayalciymi
Karakaçan, kurduğu tüm hayallerde kendisini ormanların kralı aslan
Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş. Çok geçmeden
Sabah güneşi Karakaçan’a vurunca uykudan uyanmış. Büt
Orman sakinleri, eşeğin aslan olmadığını, aslan postu giymiş bir eşek oldu
Kurdun biri, eşeğin bu davranışına çok sinirlenmiş. Kendisi gibi
Günün birinde bir ormanda kral aslan uyuyormuş onu gören fare onunla oynaman
Kuyruğundan aşağı doğru kayarak eğleniyormuş.
Aslan
Fare çok korkmuş ne olur kralım beni yeme günün birinde
Aslan küçücük farenin ona nasıl yardım edebileceğini d
Şanslısın fare demiş yemeğimi yeni yemiştim.
Aslan kapanı görmemiş ve onun üstüne bastığında avcılar onu
Artık aslan yakalanmıştı.
Aslanın kükremesini duyan
Bu sırada avcılarda aslanı koymak için büyük bir
Fare aslanın kuyruğundan tutunarak yukarı çıkmış ve ipi kemirmeye başlam
Bütün ipi kemiren fare aslanı kurtarmış ve kral fareye çok te
Bundan sonra ormanın prensi sensin demiş.
Farede teşekk
Fare de aslanın üstüne çıkmış bu esnada avcılar geliyormuş.
Aslan kükreyerek onları kovalamış ve arkalarından gülmüşler.
Bugünden sonrada aslan ile fare çok iyi arkadaşlar olmuşlar ve öm
Sıcak bir yaz günüydü. Her yer çiçeklerle dolu ve hava mis
– Arı kardeş ne kadar güzel uçuyorsun. Oysa benim kanatlarım
Arı papatyaya kibirli gözlerle bakar ve:
– Ben seni nasıl
Aradan aylar geçti ve havalar yavaş yavaş soğudu. Ağa
– Neden konmama izin vermiyorsun. Bal yapmam gerek.” der. Papatya aylar önce kendisine
Köyün birinde, fakir ve saf bir köylü ve karısı yaşarlarm
Her sabah kümese girip yumurtaları toplayan bu köylü, ertesi sabah
Gün geçtikçe zenginleşen bu köylü, “daha da
Günlerden bir gün; “Tavuk her gün bir altın yumurta veriyor, her
Aç gözlü köylü, hatasını anlamış, yaptığına çok pi
Akıllı Karga Masalı Bir zamanlar uzak diyarlarda bir karga yaşıyordu. Sıcak bir
Sonunda bir çiftliğin bahçesinde bir sürahi gördü. S
Karga suyu içmek istedi, ancak sürahinin ağzı dar oldu
Gagasıyla topladığı taşları getirip birer birer sürahinin içine
Alınacak Ders: Karşılaştığımız zorluklar karşısında hemen pes etmemeliyiz
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde pireler berber iken
Ağustos böceği yazın bütün gün
Ağustos böceğinin aklına karıncanın kışa
-” Çok üşüyorum, hiç yiyeceğim yok karnım da çok aç bana yiyecek
Karınca: -” Bütün yaz sen ne yaptın niye yiyecek
-” Ben bütün yaz saz çalıp, şarkı söyledim.” deyince karınca çok
-” Madem öyle bütün yaz saz çalıp, şarkı söyledin şimdide oyna
Günlerden bir gün, aç gözlü köpek, bulduğu kemik parças
Dereyi aşmak için derenin üzerindeki köprüye doğru
– “Ne kocaman bir kemik parçası.. Tam ağzıma layık, onu
Açgözlü köpek, derenin içindeki köpeğe do
Açgözlü Fare Masalı Bir zamanlar, açgözlü bir fare vardı. Açg
Bu sepetten “Nasıl çıkacağım?” diye düşünürken. Oradan ge
Alınacak Ders: Açgözlü olmak iyi bir şey değil
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde çok uzak bir
Dünyadaki bütün kurbağalarda bu heyecanlı yarışı ve arkada
Yarışmaya başlayan kurbağalar bu tezahüratları duydukça moralleri
Diğerleri kurbağalar hayret içerisinde bu işi nasıl
Farenin biri, uyumakta olan bir aslanın üzerinde dolaşıp duruyormuş. Biraz sonra aslan uyanm
“Yazık sana! Artık küçük bir fareden de mi korkuyorsun
Aslan ise:
“Sen de amma yaptın ha! Benim fareden filan
Alınacak ders: Nasıl ki kişinin kendisine yapılanlara kar
Bir fare, bir devenin yularından tutmuş, kurula kurula yola düzülmüştü. Gururundan
—Ben ne büyük kılavuzum, koca deveyi yularından tutmuş, çekip
—Hayrola dostum, dedi. Niçin durdun? Dal şu ırmağa, karşı tarafa ge
Fare, utancından kaçacak delik arıyordu… Boynunu büktü:
—Ben bu ırmağı nasıl geçerim, görmüyor musun su çok derin
Deve:
—Hele bir görelim, ne kadarmış bu su, diyerek
— A korkak cüce!… Derin dediğin su, ancak diz boyu… Korkacak ne
Fare titriyordu. Deveye yalvardı:
—Ey büyük üstat! Dizden
Deve dayanamadı, konuştu:
—Öyleyse bir daha küstahlık
Alınacak Ders: İnsan kendini iyi bilmeli, hele aldatıcı gurura hiç kap
Günün birinde ormanda sahipsiz bir petek bal bulunmuş. Yaban arıları, “Bu bal
Eşek arısı çok adil bir yargıçmış. Bal arıları ile
Eşek arısı bu sözler karşısında ne yapacağın
Sonunda akıllı bir bal arısının aklına eşek
Bu fikir eşek arısının aklına pek yatmış. “Tamam
Eşek arısı bu isyanla gerçeği anlamış ve peteği
Fil ve gergedan bir gün ormanda tartışmaya başlamışlar. İkisi de, “Bu
Öyle ki fili savunanlar gergedanı savunanlara, gergedanı savunanlar fili savunanlara düşmanlık
“Şimdi halatın bir ucundan fil, diğer ucundan gergedan tutsun,” demiş ya
“Halata bütün gücünüzle asılacaksınız. Kim
Fil ve gergedan halatı bütün güçleriyle çekmeye başlamışlar
“İkimiz de çok güçlüyüz. Ama birbirimize destek olursak daha da
Günlerden bir gün, uzak bir ülkede yaşayan sevimli bir güvercin varm
Susuzluktan boğazı kuruya bu kuş, su içmek için pınar
Karınca hemen avcının yanına gitmiş. Avcı tam ateş edecekken
Alınacak ders: İyilik yapan iyilik bulur
Ormandaki ağaçların birinde Kızılcık isimli bir sincap yaşıyormu
O hapşırdıkça Kızılcık da gülmekten yerlere
Aradan biraz zaman geçtikten sonra Keskindiş de Kızılcık’ı yeme
Çoban koyunlarını ırmağa götürüyormuş. Sürü çok kalabalıkmış. K
“Neden ağlıyorsun küçük kuzu?” diye sormuş. Kuzucuk: “Annemi kaybettim, onun
Köpek: “Hiç merak etme,” demiş “Az sonra annen seni bulur.” Kuzucuk şa
Annesi: Bütün anne koyunlar yavrularını kokusundan tanır. Her kuzunun
Bir ormanda yaşayan kartallar arasında bir uçma yarışı düzenlenmiş. Büt
-” Bende bu yarışmaya katılacağım” diyormuş. Bütün kuşlar
Bırakın yarışmaya katılsın ve aramızdaki farkı g
Sonunda yarışma günü gelmiş. Martı kartallarla birlikte yarışmadaki yerini alm
Geçmiş zamanların birinde, büyük ağaçlarla kaplı bir ormanda, kara
Gel zaman git zaman büyük ağacın bu iki sakini
Kara karga ile misk kedisi bir gün ağacın gölgesinde
Karga kanat çırpıp ağacın en yüksek dalına konmu
Zavallı misk kedisi korkuyla oraya buraya koşmuş. Ama saklanacak bir yer bulamamış. Çünkü a
Çaresizlik içinde başını kaldırıp kargaya yalvaran gözlerle
- Dostum söyle bana. Nereye doğru kaçayım? Ya da sen
Karga dostunu çaresizlik içinde seyretmiş. Çünkü yapabileceği bir şey yokmu
Birdenbire karganın aklına parlak bir fikir gelmiş. Kanat Çırpıp
Bir dağın yamacında otlayan bir koyun sürüsü görmüş.
Koyun sürüsünü aslanlar kadar güçlü iki köpek korumakta imi
Canı yanan köpekler karganın peşine düşmüşler. Karga
Köpeklerin sesini duyan tüm hayvanlar inlerine saklanmışlar. Av arayan aç kaplan da
Karga, dostu misk kedisinin tehlikeyi atlattığını anlayınca havalanıp k
Cesur yürekli karga. yuvasının olduğu ağaca gelmiş.
Karga bu sözlere gaklayarak gülmüş ve:
- "Gerçek dostlar birbirine
iki dost uzun yıllar birbirlerini kollayarak; barış, mutluluk ve sağlık i
Bir varmış, bir yokmuş. Hangi hayvanın yanında bulunsa, o hayvana şans getirdiğine
Neredeyse, ormandaki bütün hayvanlar da buna inanırmış. Ve çoğu bununla ilgili
- Yanında bir uğur böceği varsa şanslısın; yoksa, başın
Karınca da ona cevap verirmiş:
- Beladan uzak durur ve çalışırsan hayatın
Bir gün karıncaya kendisinin çok uğurlu olduğunu ispatlamak için, onu
- Ben birazdan kendimi ağa atacağım. Sen hiçbir şekilde bana karışmayacaksın
Karınca ise:
- Bak seni uyarıyorum. Oradan kurtulamazsın, sonra da örümcek
Uğur böceği teklifinden vazgeçmemiş, tekrar etmiş söylediklerini. Karınca istemeyerek
- Tamam, demiş bu sefer.
Ama içten içe korkmuş uğur böce
Uğur böceği kendini ağa iyice yapıştırmış. Bu arada kar
- Ne gelen var ne giden. Karınca kardeş, ben burdan kurtulamayacağım galiba. Ne olur
-Şimdi benim sözüme geldin mi? Seni kurtaracağım. Ama sen de bundan sonra
- Anladım karınca kardeş, hem de çok iyi anladım.
-Benim şimdi yapaca
Uğur böceğini, çağırdığı karıncalarla ve onların getirdiği suyla
Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın deli kulu çokmuş, çok söylemesi günahmış. Develer
–“Bay avcı, eğer arkadaşım bay kaplumbağayı rahat bırakırsan, sana g
Avcı, inci teklifini duyunca nasıl sevinmiş, nasıl mutlu olmuş ve teklif kafasına
Avcı, elindeki inciyle baka baka, inciyi inceleye inceleye yola çıkmış, kendisi yoldaymış fakat aklı hala
“Balık dostum, bana avcıya verdiğin o inciden bir tane daha getirebilir misin
Kırmızı balık;
–“Eğer sendeki o inciyi bana verirsen, göldeki
Bunu duyan avcının gözleri fal taşı gibi açılmış. Teklifi hemen kabul
Kırmızı balık inciyi aldığı gibi gölün dibine dalmış, inciyi kaplumba
Alınacak ders: azla yetinmeyen çoğu bulamaz
Karga sıcak bir yaz günü yıkanmak için dereye girmiş. Derenin serin
-“Bırak beni yengeç kardeş, canımı acıtıyorsun” diye yalvarıp yakarmış. Yenge
-” Sen benim ayağıma bastın, bende seni yiyeceğim” demiş. Karga:
-” İsteyerek olmad
-” Eğer beni bırakırsan sana bir geyik getireceğim” demiş. Bu sözleri
-” Tamam bana bir geyik getirmen şartıyla seni bırakıyorum.” Karga kurtulur kurtulmaz evine
-” Burada ne arıyorsun?” diye sormuş. Karga:
-” Su içmek için buraya indim
-” Tilki kardeş ben sana bir kötülük yapmadım bırak beni evime
-” Karnım çok aç, hiçbir yere gidemezsin seni yiyeceğim.” demiş. Karga:
-” Benim
-” Ama ben yüzme bilmiyorum ki” demiş. Karga:
-” Sen kıyıda durup kuyru
-” Sana söylediğim yere geldik, şimdi kuyruğunu suya daldır.” deyince tilki hemen
-” Sana söylediğim gibi güzel bir geyik getirdim. Çabuk kuyruğuna yapış” diye
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken Ormanda yaşayan çeşit çeşit kuşlar varmış ve bu kuşlar dura Diğer kuşların çok güzel olduğunu bilen karga, kendisinin ne yaparsa Jüri, tüm kuşları tek tek, en ince ayrıntısına kadar
Hemen Dinle
Hemen İzle