Ağustos Böceği ile Karınca
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde pireler berber iken, develer tellal iken ben anamın beşiğini tıngır, mıngır sallar iken, anam düştü beşikten, babam düştü eşikten, anam kaptı maşayı, babam kaptı meşeyi döndürdüler bana dört köşeyi…….
Ağustos böceği yazın bütün gün saz çalar ve şarkı söylermiş. Hiç çalışmaz kış için hazırlık yapmazmış. Karınca ise çok çalışkan çok zeki. Karınca tüm yaz boyunca gelecek soğuk yaz günleri için dişini tırnağına katarak çalışmış durmuş.Yazın sıcak günleri artık bitmiş ve havalar soğumaya başlamış. Kış gelmiş. Artık ağustos böceği saz çalamıyor, şarkı söyleyemiyormuş. Çok üşümüş ve karnı acıkmış. Ağustos böceği yazın eğlenirken küçük karınca bütün yaz boyunca bütün gün çalışıp kış için hazırlık yapmış.
Ağustos böceğinin aklına karıncanın kışa hazırlık yaptığı ve gidip ondan yiyecek isterse ona yardım edeceği gelmiş. Karıncanın yuvasına gelmiş. Karınca kapıyı açtığında karşısında soğuktan titremekte olan ağustos böceğini görmüş ve ona: -” Ne istiyorsun ağustos böceği” demiş. Ağustos böceği karıncaya:
-” Çok üşüyorum, hiç yiyeceğim yok karnım da çok aç bana yiyecek bir şeyler verir misin? Söz veriyorum ağustosta sana olan borcumu ödeyeceğim.” demiş.
Karınca: -” Bütün yaz sen ne yaptın niye yiyecek bir şeyin yok? ” demiş. Ağustos böceği başını öne eğerek mahcup bir şekilde:
-” Ben bütün yaz saz çalıp, şarkı söyledim.” deyince karınca çok sinirlenmiş.
-” Madem öyle bütün yaz saz çalıp, şarkı söyledin şimdide oyna” demiş. Kapıyı ağustos böceğinin suratına kapatmış. Ağustos böceği kendi kendine bende yazın yiyecek toplasaydım, şimdi bu halde olmayacaktım diyerek bir daha aynı hataya düşmeyeceğine dair kendisine söz vermiş.